Narsizm olayında kendine karşı derin güvensizliğin altında yatan temel kalıp, anababanın bu çoçuktan ümitlerini – o çoçuk ana rahmine düşer düşmez belki de daha evvelinden! – tamamen kesmiş olmaları hatta hiçbir zaman o çoçuğun asıl iç kabiliyetlerinin ortalara dökülmesini sağlamamış olmaları ve dahi ruhsal gereksinimlerinin karşılanmamış olmasıdır. İnsanoğlu kabiliyetlerinden dolayı ve dahası onların yoğunluğundan dolayı da erdemliğe doğru yol alır.
Bu konuya ilintili ve bağlantılı olan diğer meselede şu ki narsizmde narsistlerin içten içe kendi içlerinde kurgulamış oldukları *senaryolar mevcuttur. Daha doğrusu, yeni gelen nesiller atalarının yürümüş oldukları şeytani yoldan yürümeyi tercih ettikleri için bu neslinde doğru yoldan ayrıldıklarını veren Kur’an ayetlerine bir göz atarak, söze devam edelim:
Yaşar Nuri Öztürk meali
Hud 109:
Şunların kulluk etmekte oldukları şeyler yüzünden bir kuşku içine girme. Daha önce atalarının kulluk ettikleri gibi kulluk ediyorlar, hepsi bu. Biz onların da nasiplerini hiç eksiltmeden elbette vereceğiz.
*Atalarının bulunmuş olduğu tapma sistemlerini yeni gelen nesil de aynen tatbik ettiği için, narsistin içine yani ruhuna narsizm ateşi tutuşturulur. Bu yan konuyuda burada anlatmış olmamın asıl nedeni ise, dünyaya yeni gelmiş olan kişinin, hem genetik açıdan hemde ileriki yaşlarda yetiştirilmiş olma tarzından da dolayı narsizme kilitlenmiş olabilmesidir. İsterse bir narsistin anababası sağlıklı olsun, eğer ki dedede sorun var ise bu ileride kendisini torunun torununda gösterebilir. Demem o ki, yeni gelen nesil isterse kendine güven içinde eğitilsin, eğer ki o kişinin içinde narsizm ateşi var ise, ona eğitilmiş olan kendine güven onun içinde başka bir karakter yapısına dönüşebilir.
Dönelim şimdi tekrar ana temaya, eğer ki bir anababa çoçuğuna en baştan onun anababasına güvenme duygusunu verememişse, bu çoçuk yetişkinlik çağına geldiğinde tamamen kendine karşı güvensiz olacaktır. Bir anababa evladına güvenmez ise hiç evlat ileride kendi kendine güvenir mi? Peki bu kişi ileride evlendiğinde eşi veya çoçukları ona güvenebilirler mi??
Kendine güvendir insanı insan eden, insanı akıllı kararlar almaya doğru ve sağlam adımlar basmaya iten. Kendine güvendir sevginin diğer adı ve insanın cesur olabilişi. Kendine güven her gittiği ve dokunduğu yerlere barışlar saçar ve güvenler verir. Sezgilerin temelinde de kendi sezgilerine güvenden dolayı onları olduğu gibi uygulama modu yatar. Çünkü sezgiler bana göre Allah’a bağlandığımız/bağlanabildiğimiz ipin sembolizmidir.
Bu arada belirtmeliyim ki, egosunu şişkin hale getirmiş olan ´ben herşeyi en iyi bilirim ve benim kendime güvenim tam’ tiplemesinden bahsetmiyorum ben! Hakiki ve içten çınar gibi akarak gelen kendine güvenme olgusunu etrafına sıcacık ve yumoş bir şekilde yaymasını artık öğrenmiş olan erdemlerden anlatıyorum ben. Gerçek güven beraberinde zatende toplumun o kişiye güvenişini de getirme kudretine sahiptir.
Ve ancak Allah’a güvenmeyi içselleştirmeyi başardığımız an, başlarız kendimize güvenmeye.
Ne kadar özgüven o kadar başarı.
Nevzat Tarhan
18.10.22