38. Manipülasyon

Manipülasyon

Manipülasyon mekanizması narsist yapının ne derece ruhumuzun üzerindeki olan etkisini belirleyen bir göstergedir. Narsist bizi ne denli manipüle etmeyi başardıysa bizde ona göre ruhen bir köle ve robot tavrına geçiş yapmış oluruz. Narsistik sistem bizi eğer manipüle etmeyi başaramazsa bize iç pisliğini de gagalayamaz. Onun en en en tehlikeli ve anlaşılması gerçekten de çok zor olan mekanizması budur işte: Birilerini manipüle ederek o kişinin hayatının altını üstüne getirmek.

Sanki seni duyar gibi oluyorum şu an, ”narsist beni nasıl köleleştirebilir ki kendisine?!?!?!” diyorsundur belki de. Narsist yapının sayısızca ve bana sonsuzmuş gibi görünen hal/edepsizlik/tavrını/afra tafrasını anlatmak gerçekten de çokça kapsamlı. Ama bil ki, nerede ruhen bir acım/yüzleşmeye korktuğum bir huyum varsa, işte şeytani mekanizma tam da o ana damardan giriş yapıyor ruhumuza. Biz bir konuda bilgi açısından eksiklik yaşıyorsak narsist tam da bu eksikliği buluyor ve oradan giriyor kalbimize: Çünkü o bize doğruları yanlış olarak yanlışları da doğrular gibi lanse ettiriyor. Eğer biz o bilimin detayını bilirsek narsist yapı bizi manipüle dahi etmeyi bırak bizden çekindiğinden dolayı yanımıza dahi yaklaşamaz.

Herhangi bir konuda bilgi ama derin ve doğru bilgi sahibi olursak, şeytan bizi terk eder. O ancak ruhen zayıf olan kişilerle yarışır, kendine güvenmeyenleri seçer. O hatta ailesi tarafından itilip kakılmış kurban olan çoçukları kendisine kurban seçer: Kimi anababalar çoçuklarına doğru ahlak adı altında o kadar çok edepsizlikler ve çirkeflikler aşılarlar ki, işte o anababalar narsist yapının baş tacıdır ve bayilik zincirleridirler. Çünkü o anababa tam da ileride narsist ruhun ihtiyacı olan şeyleri o çoçukta donatırken, narsist yapının da nefes almasını bu sayede sağlamış oluyorlar.

Bak gördün mü ilk manipülasyonu bize kimler yapıyormuş?!: Anababalar… Ve daha sonra çine doğdumuz ortam ve ortamın getirileri. İnsanın en güvendiği ona oyunlar oynarsa insan bu alemde daha kime güvenebilir ki, ya da kime güvenmemelidir ki?! Sen hiç annebabanın ahlaklarından/tavırlarından sana kötülük hisleri hissettirenlerini sorgulama cesareti gösterdin mi? Yoksa onlar sana bu tür konuları tamamen tabu olarak mı lanse ettiler?! Tabu olarak algılanan tüm konular birer manipülasyon tekniğidir ve onlar derinden derine araştırılmalı belirlenmeli ve ortalara dökülmelidir.

Bir manipülasyon türünü anlayabilmek için mutlaka ve mutlaka ağzımıza çalınan balın içeriğinde ne var onu inceleyerek anlamalıyız. Kulaktan dolma haber türleri en zehirli manipülasyon çeşididir. Önümüze gelen her konuyu – bizi içten içe rahatsız edenleri diyorum – en detayına kadar inceleyip önümüze atılan şeytani savları mutlaka çürütmeliyiz! Bu cesaret ister. Eğer cesaretim yoksa manipülasyon denen mekanizmayi incelemeye birşeylerden çok korkuyorum ve o birşeylerin de üstünü örtmeye çabalıyorumdur demektir. Merak etme o birşey kılık değiştirerek eninde sonunda bizleri ezmeye ve yiyip bitirmeye tekrar ve tekrar gelecek, biz onunla yüzleşmeyi tercih edene kadar. Biz yüzleşmedikçe de manipülasyon denen güç bizi kendine köle olarak devam tutmayı başaracak.

Şimdi de kişisel gelişimimiz için elzem olan kendimizi ve etrafımızdaki olan bitenleri sorgulama tekniklerine geçiş yapalım:

Ben kimim? İçimdeki potansiyellerin hangisinin ve ne kadarının farkındayım acaba? Ruhsal sorunlarımın ne kadarının farkındayım? Hangileriyle yüzleşebildim hangileriyle yüzleşemedim?

Mesleğim toplumun yararına mı zararına mı?

İçine doğmuş olduğum ortamın bana davranışları ve nasıl olmam gerektiğiyle alakalı benden beklentileri ne denli insan açısı bakışından sağlıklılar? Aralarında sağlık dışı olanları var mı?

Paraya pula, lüks bir yaşantıya, şana şöhrete ne kadar düşkünüm? Ve onların temelinde ancak Allah’a ait olduğunu biliyor muyum?

Başkalarının gözünden düşmekten ve itibarımı kaybetmekten korkuyor muyum ben?

Hayatımdaki önceliklerim neler ve aslında neler olmalı?

Etrafımda oluşan terslikleri ve ters giden konuları araştırmayı tercih ediyor muyum yoksa onların üstünü mü kapatıyorum?

Bilinç düzeyim ne?: Kendimi ne kadar biliyor ve tanıyorum, kendimi ne kadar tartabiliyorum, kendime güven potansiyelim hangi ölçülerde?

İçim dışım bir mi yoksa hangi konularda ikilemdeyim ben?

Yaşamış olduğum toplumun zihniyeti ve amacı ne? Beni ruhsal doyumluluğa, dolayısıyla huzura ve barışa taşıyabildi mi bu toplum?

Aslında nasıl bir ortamda yaşamak istiyorum ben ve hangi ortamda yaşıyorum şu an?

Ne kadar çok medyaya ilişkin yayınlar izliyorum ben ve onların hangisi beni cahilliğe ve ne kadarı beni içsel eğitimime götürüyor?

Bana doğrular adı altında dayatılmış olan birçok şey ya bir yalan veya bir manipülasyonsa?

Psikolojik alanla ilişkilerim nasıl?

Kimlere veya nelere inanıyorum ben? Karşımda bir kişi bana bir şey anlattığında o bir şeyin doğru veya yanlış olduğunu hissediyor, algılıyor veya onu hiç inceliyormuyum ben?

Dostluklarımın ve arkadaşlıklarımın derinlik potansiyelleri nedir? Onlar genel anlamda hayatlarında hangi konularla meşguller?

Acaba bende hangi tür ruhsal sorunlar mevcut, bu alanı hiç inceledim mi ben? Veya ruh sağlığım ne denli sağlıklı?

İlişki bağımlılığı bende mevcut mu?

Tembellikle aram nasıl? Çalışkan mıyım ben?

Adalet, barış, huzur namına bugüne dek toplumsal faliyetlerde bulundum mu ben?

Toplum baskısı ne demek?

Yabancı ülklerdeki insanların da ruhsal hallerini inceliyor muyum ben?

Nelerden korkuyorum ben?

Kendimle ne kadar barışığım?

Manipülasyonun en büyük düşmanı kişinin kendisiyle ve etrafıyla yüzleşmesidir.

İç sesinize ve içgüdülerinize güvenin. Kendinizi dinleyin. O sükunet içinde Tanrı’nın sesini duyacaksınız. Maya Angelou

06.08.2022

Elmas