Ancak Allah kontrol eder alemleri, bunu anlamayı dahi beceremeyen kontrol sapıkları…
Ancak Allah kontrol eder alemleri, bunu anlamayı dahi beceremeyen kontrol sapıkları…

Ancak Allah kontrol eder alemleri, bunu anlamayı dahi beceremeyen kontrol sapıkları…

Ancak Allah kontrol eder alemleri, bunu anlamayı dahi beceremeyen kontrol sapıkları…

Bu kontrolcü denen sapıklar hem arkadan, hem çabuk anlaşılamayan ve dolaylı yönlerden hemde pişkin pişkin açıktan insanın yüzüne yüzüne, hem sinsice kapalı kapılar ardından hemde pencerelerin/perdelerin arkalarından etraflarındaki insanların ne iş gördüklerini sürekli kestirmeye çalışan bir ahlaksız edepsizdir topluluğudur. Ben bu semptoma neredeyse on kişiden dokuzunda dünyaca rastlamışımdır. Bu geneli bir tik yapısına benzeyen bir davranış kalıbıdır.

Adam etrafını kontrol etmeden duramıyor. Etrafını devamlı kontrol ederek rakibinden bir adım önde gitme/ona karşı hemen harekete geçme derdinde illa ki. Bu var ya göz tecavüzüdür/tacizidir! Kimin haddine düşmüş birilerini kendi şeytani ve lanetli bakışlarının içerisine kilitlemek??!! Bu ne haddini bilmezliktir ve bu nasıl bir küstahlıktır?! Alemi ancak alemlerin Rabbi Allah kontrol eder! Yüce Yaratanın tahtının kıyısına köşesine kendini oturtma/oturma çalışmaları niye?! İnsan ne kadar aciz olduğunu nasıl fark etmez ki?! Habire `küçük dağları ben yarattım!‘ edasıyla gezer durur şu alemde?! Bu dayılık kime??!!

Bir gerçek var ki, ancak kendisini (vücudunu/ruhunu/hal ve hareketlerini/topluma karşı davranışlarını/edepsizliğini) kontrol altına almasını başaramamış aciz, ezik ve silik yaratık, kendi kişiliği üzerindeki hakimiyeti sağlayamamış olmasından ötürü onu bunu kontrol ederek, kendisini kontrol ettiğini zanneder ve rahatlar. İşte sana dev bir illüzyon ve sanrı türü. Sanrı sadece şizofreni de olacak hali yok ya, onun göze çarpmış olduğu başka mekanlar ve zamanlar da mevcut.

Kontrolcünün bir başka derdi de şu ki o haince ve fitne bakışlarıyla/insanı derinden derine süzüşleriyle insanı gaslightinge boğarak onu korkutmak onu ürkütmek ve onu köşeye sıkıştırmaktır. Karşısındakini köşelere sıkıştırarak, aklı sıra ona `bak gör ben ne kadar güçlü ve kudretliyim!, benim seni takip ettiğimi ruhun dahi sezmedi/sezemedi!‘ demeye çalışmasıdır. Ne var ki bu tiplemeler kendilerini kontrol etmekten aciz azılı psikopatlardır. Acıların acısıdır ki bir insanın kendi ruhunda olup biten herşeye tamamen ama tamamen fransız kalmış olmasıdır ama karşısındaki kişinin en küçücük kıl kadar hatasını dahi çok net ve berrak yakalamış olmasıdır. Yazık ki kendi davranış kalıbı obezite halini almış olan kabarmış gitmiş olan kalıplarını görmeyene ve dahi görmek istemeyene. Bırak görmeyi, onları reddedene!

İşte bazı kontrol örnekleri meseleye açıklık getirme adına.

Aşağıdaki saymış olduğum herşeyler kötülük namına kullanıldığı vakit iblise dönüşür ona göre!

Yazdıklarım dünya çapı için geçerlidir arkadaşlar:

Kötülük namına kullanılan her türlü nesneler/objeler;

cep telefonları ve bilgisayarların hepsi;

elektronik eşyaların hepsi;

pasaportlar ve dahi yabancı devletlere giriş çıkışlarda gereken tüm belgeler;

kişisel malın mülkün tespiti ve sayımı;

aile bireyleri sayımları ve toplum sayımları;

istatistikler, analizler, bilimler bilgiler;

konuşulan her tür yalanlar;

hastalıkların birçoğu (hastalık hastası filan);

okulsal sistemler ve yazılı imtihanların hepsi;

yeme içme, giyim kuşam ve eğlence sektörleri;

insanlar arasındaki ilişki/sevgi bağı adı altında geçen ilişki bağımlılıklarının her türü;

medya/iletişim araçları;

davranış kalıpları;

vs.

Bir açık örnek daha: Hasta bir annenin gecikmiş olan evladını sürekli kontrol altında tutsaklamış olması: `Neredesin?, nerede kaldın, neden bu kadar geciktin?, şuraya neden gittin?, şunu yeme bunu ye, şöyle giyin, şöyle konuş, böyle hareket et, etrafına şu şekilde davran, bize karşı saygılı ol‘ falan filan. Bu hareketleri çoçuğuna aşılamaya çalışan bir annenin kendisine güveni sıfırdır ve  zamanında kendi annesi de ona güvenmemiştir çünkü.

Çoçuğunu zorla bazı kalıplara sıkıştırmaya çalışan anne ise, kendisine verilmiş olunan imtihan durumunu kavrayamamış ve dolayısıyla onu inceleme gereği görmemiştir. Oysaki bu annenin doğmuş olduğu ailede yaşamını devam ettirmiş olması onun kaderiydi. Ona güvenmeyen bir anneye sahipti ve dolayısıylada kendisine sormalıydı `annem bana neden hiçbir zaman güvenmedi? Benim bu yaşadıklarımdan almam gereken ders nedir peki?‘ İşte kişisel gelişim denen dev dava tam da burada başlıyor arkadaşlar.

06.11.2022/10.04.2023

Elmas