Kötülüğün tek bir anası var o da şeytan…
Kötülüğün tek bir anası var o da şeytan…

Kötülüğün tek bir anası var o da şeytan…

Kötülüğün tek bir anası var o da şeytan…

Her tür kötülüğü bile isteye – kendi hür iradeleriyle seçmiş olarak tatbik ederler cahiller topluluğu. Çünkü iyilik işlemek akıl ve irade işidir, psikopatta iyilik namına irade veya akıl ne gezer. Adaletsizlik namına ne varsa şu hayatta narsizm bünyesinde toplanmış ve görüntü halindedir.

Kötülük denen mekanizma şeytan icratıdır ve şeytan denen yaratıkta bizim düşüncelerimize/duygularımıza/algılarımıza/eylemlerimize sinsice, çok belirsizce, anlaşması oldukça zor olarak akışkan halde içimize sızmayı başarır. Biz de ne kötülük işlersek işte bu bölmeden ve doğrultudan doğru işleriz.

Oysaki yüce Yaratan bize hür irade vermiş ve bizleri çok kıymetli kılmıştır. Biz istersek iyiliği seçeriz adalet namına o vakit kötülüge karşı durmuş ve kötülüğün icratını toza dumana boğmuş oluruz. Ama kötülük işlemeye hayatını adayanlar ise artık o yolun yolcusudurlar ve herhangi bir kötülükten dönmenin tek bir yolu vardır o da o kötülüğün farkında olup onu münkün mertebe bir daha işlememektir.

Dünyanın geneli haline baktığım zaman şu anki anlayışıma göre birçok yaratık kötülük işlemeyi bir meslek ve hayat tarzı haline getirmiş vaziyettedir. Bu arada değinmeden geçemeyeceğim her türlü yalan konuşmak ve dahi yalanı prensip haline getirmiş olmakta ayrıca bir tür kötülük cehennemidir.

Esasen şöyle genel bir başka değerlendirme daha yaptığımda, su götürmez bir gerçektir ki işlenmiş olan kötülüklerin altında aslında birilerine şirin gözükmekte yatıyor dahası hep ön sıralarda kalma/gözde (göz önünde) olma/ön planda kalma tutkusuda yatıyor. Ve bu ön planda kalma savaşı ise birilerinin devamlı gözüne girme derdidir: Kişi zamanında anababası tarafından gerektiği gibi algılanmadığından dolayı ileriki hayatında hep bu davranış örüntüsünü doya doya yaşar. Hiç düşünmez ki `ben habire birilerinin gözüne girme derdindeyim de bakalım o birisi/birileri benim (arkadaşlığımı/dostluğumu/anababalığımı vs.) istiyor mu?‘

Bu davranış şekli tamamen bir hastalıktır: Zorla – karşı tarafın isteğine saygı göstermeden – kendisini birilerine dayatma alışkanlığı. Ve tabii ki de bu da başka bir kötülük çeşididir. Bu tip insanlar insanı zamanla nefes alamaz hale getiriyor ve eğer ki bu tiplemelere de gerekli sınırları çekmezsek vay geldi halimize!

Kötülük senaryolarını araştırdığım vakitlerde bir soru da sormuştum kendime ve o dönemler bilinçaltıyla da yakından ilgileniyordum ama bu sormuş olduğum sorunun cevabını da hiç bilmiyordum daha doğrusu cevabı tam olarak ne olabilirdi bunu dahi kestiremiyordum bile. Sorum şuydu `bir insan yaptığı kötülüğü bilinçli olarak mı yapar yoksa bilinçsizce (bilinçaltı kaynaklı ve otomatik halde) mi işler??!‘ Çok daha sonra anlayacaktım ki bir insan ister bilinçli isterse bilinç dışı kötülük yapsın bu onun yapmış olduğu kötülüğü affettirmez: Zira bir kötülük ya vardır ya da yoktur bunun ortası filan yok bana göre.

Hatırlıyorum, acıyla hemde, kötülük yapan insanların yaptıkları kötülükleri bile isteye kendi öz iradeleriyle seçerek işlemiş olduklarını kavramaya başladığım andan itibaren, bildim ki bana karşı işlenmiş olan tüm kötülüklerin beni yok etmek için bilinçli olarak işlenmiş olmuş olmalarını. Yani birisi sana sürekli seri halinde kötülük yapıyorsa o artık şeytani yolun yolcusudur ve rahmani olan ile zerre dahi alakası yoktur ve kötülüğün de bilinçli olarak doya doya tadını çıkarıyordur senin (benim) üzerinden.

Yani senin anlayacağın bozguncu tayfası kötülükleri habire işliyor ki bizleri delirtebilsin diye, toplumu ateşleyebilsin diye. Etrafına bir baksana, her daim ve her yer ateşler içerisinde kaynayan cehennemler gibi çünkü kötü yaratık bizleri korku dolu anlarla habire gergin ve stresli (bizi kendisi gibi hasta etme) tutma derdinde. Mademki onun içi kötülükle kaynıyor o halde o da bu kötülüğüyle baş etmesini beceremediği için bunun faturasını etrafının üzerine yağdırıyor.

Zatende kötü yaratığı en baştan kategorize edebilmek için iyi insan – kamil-i insan – nasıl olunur bunu önce inceleyerek bilmek ve içe sindirmek lazım. Ancak o vakit aradaki iyilik/kötülük ölçüsü ve dahi ince çizgisi belirlenebilir. Sözümü Allah’ın çok güzel bir ayetiyle bitirmek istiyorum:

Bakara Ayet 59

Fakat o zâlimler, kendilerine söyleneni başka bir sözle değiştirdiler. Biz de, işledikleri günah sebebiyle zulmedenlerin üzerine gökten korkunç bir azap indirdik.

07.11.2022

Elmas