c Sen hangi saftasın?

Evet, sen gerçekten hiç kendi kendine sordun mu, hangi safta olduğunu veya bulunduğunu? Bu alemde sen kimin tarafındasın?

Esasen dünya kuruldu kurulalı hayatımız tek bir gayenin etrafında dönmelidir: Allah’a layıkıyla kul olabilme olgunluğuna erişmeye çabalamak. Çünkü insan öylesine gelişigüzel ve de hele hele başıboş yaratılmamıştır. İnsan’a değer verilip ve süslenilip bezenmiştir Tanrı tarafından. İnsan’a kıymet verildiği için sayısızca özelliklerle yaratılmıştır insan. Kur’an’dan bir ayetle Allah’ın insana hediye etmiş olduğu güzelliği anlamaya çalışalım:

Sad 72. Ayet “Ben ona güzel ve düzgün bir şekil verip rûhumdan
üflediğim zaman, siz de hemen onun önünde secdeye kapanın!”

Yani Tanrı bize o kadar kıymetler vermiş ki, kendisinden ‘bir parça’ üflemiş ruhumuza! Sonra da ona secde edilmesini emretmiş!

Benim etrafımdaki gördüğüm insan modeli ise kendisini başıboş sanrısına vermiş ve Tanrı’yı tanımaz hale gelmiş, üstelik ateist, çok mutsuz ve habire geçiçi yedeklere tapan bir yapı olmuş. Oysaki elzemdir, insanoğlunun içi Allah’a doğru yol almadıkça, huzurun ve mutluluğun zerresinin dahi onda bulunamayacağı. İyi de Tanrı’nın yoluna dahi koyulmadıktan sonra, nasıl ayırt edeceğiz yanlışı doğrudan be insan?!

Evvela idrak etmeliyiz: Tanrı’nın emrettiği yola doğru yol almamızın mutlak gerekliliğini. Ve daha sonra Tanrı’nın yoluna kendimizi verdiğimizde hayatımızın hangi safta bulunuduğunu yavaş yavaş da olsa anlayabiliriz artık Allah izin verirse. Bunu da anlayabilmek için önce bu alemde doğrular nedir yalan olan şeyler nelerdir bunları hemde birer birer Kur’an ışığında derinden derine incelemeliyiz, hemde dünya çapında!

Öyle dünyaca birileri tarafından binlerce yıllar önceden ve halen de geçerli olan ve önümüze atılmış olan gelişigüzel doğruları/kanunları demiyorum ben! Bunların arasında elbette doğrular var bunları tamamen kabul ediyorum ama sayısızca da doğrular adı altında yanlış olanlar var! Bana göre de zaten ruhumuzda bir iyiyi kötüden ayırabilme mekanizması mevcut o da insan ruhuna hakikaten iyi gelen, insanı iyilikten iyiliğe sevk eden kişisel duygu veya hislerdir, dahası düşünceleridir. Ve şu an bu alemde mevcut olan insan ruhuna aykırı olan kanunların ise birer vicdanı acıtan sızlatan hislerin/duyguların ve düşüncelerden kaynaklandığını düşünüyorum.

Dünya çapında bir araştırma yapılmadıkça, her konuda orta ölçü ve ya hakikat zor bulunur bence. Ben bu farklılığı iki farklı Ülkede yıllarca yaşadığım için bizzat gördüm ve dahası bunun önemli bir unsur oluğunu da fark ettim. İki ülkede yaşadığın zaman her bir konuyu birbirleriyle – farklı ülkelerin kültürleri çapında ve ışığında – bir ölçme biçme tartma oluyor insanda. O vakit anlıyorsun ki, falanca Ülkedeki A kişisi BB konusunda şu kanunu ortaya atmış  B Ülkesindeki AA kişiside o aynı konuda şu fikri ortaya atmış. İki fikir de doğru ve birbirini destekleyici ve üretici, bu çok önemli bir zihinsel/ruhi mekanizma bana göre.

Esasen dünyaca kanunlarla ilgilenen, onları tertemiz kalpleriyle ağır ağır tartan ve inceleyen ve dahi o pozitif kanunu enine boyuna dallandıra budaklandıra inceleme cesareti gösteren kıymetli insanlara atıf yapıyorum ben! Dünyamızda böyle derin bilim adamları/kadınları var!, araştırmalarım aşamasında onlara denk geldim, azınlıktalar ama varlar, Allah’a bin şükür ki!

Dünyaca olan bilim ve de kanunlar, yeniden Kur’an ışığında o tertemiz ruha sahip olan insan-ı Kamil’ler tarafından yazılmaldır. Mevcut olan kanunlar incelenmeli ve insan ruhuna denk düşen hale getirilmelidirler.

Kur’an Casiye Suresi, 7. Ayet: Gerçeği sürekli ters yüz eden, günaha düşkün olan herkesin vay haline.

Evet gelelim en baştaki sormuş olduğum soruya:

Sen hangi saftasın?! Allah’ın yüce kudretli haşmetli olan izniyle, güzellikler üretmek için bitmez tükenmez çabalar sarf eden ve dahi bu alemdeki dönen dolapları gün yüzüne çıkarmak için ve elinden geldiği kadarıyla hakikatleri inceleyen ve derinden derine araştıran ve ortalara da döken bir yapıya mı sahipsin, yoksa şu alemdeki yanan dev yangını – adaletsiz kanunları – ve insan ruhuna tamamen aykırı olan herşeyin üzerini habire örten bir yapıya mı sahipsin sen?! Kimin tarafındasın sen?

Kur’an Araf Suresi, 179. Ayet: Andolsun, cehennem için cinlerden ve insanlardan çok sayıda kişi yarattık. Kalpleri vardır bununla kavrayıp-anlamazlar, gözleri vardır bununla görmezler, kulakları vardır bununla işitmezler. Bunlar hayvanlar gibidir, hatta daha aşağılıktırlar.
İşte bunlar gafil olanlardır.

21.01.2022

Elmas