a İnsan hakları nelerdir ve onların ihlali
a İnsan hakları nelerdir ve onların ihlali

a İnsan hakları nelerdir ve onların ihlali

İnsanın doğuştan ona Rabbi tarafından vermiş olduğu hakları vardır. Maslow’un çok kıymetli ihtiyaçlar piramidine şöyle bir göz atalım:

İhtiyaç listesinde en zirvede `kendini gerçekleştirme ihtiyacı‘ geliyor, ben etrafıma bakındığımda kendini hakikaten gerçekleştirebilmiş insan yapısı pek göremiyorum. Burada ben üniversite görmüş, türlü çeşit eğitimler almış ya da profesör olunmuşluktan bahsetmiyorum, önem taşıyan bir insanın hakikaten ne kadar insan oluşudur. Edep, ahlak, yapı, ruh güzellikleri bir insanda ne durumda? Kişi kendisiyle ve dahi hata potansiyelleriyle (davranış kalıpları ve örnekleriyle) az çok barışık mı? Hatta bir kişi hayatını herhangi bir seraba mı (doğrular adı altında geçen yanlış yaşamlar/inançlar) vererek hayatını geçirmiştir? Ya yoksa toplumun güzelliğine, hayrına, barışına, adaleti sağlamak için mi kendisini adamıştır.

Ruhundaki aslolanları – kendi sağlıklı ben mekanizmasını – korkmadan, çekinmeden etrafına olduğu gibi yansıtabildi mi bir insan? Ya yoksa gösteremediği iç hallerini yutarak öfke mi üretti ruhu habire? Benim dünyaca yine rastlamış olduklarım ise, hep birbirinin aynı kopyası gibi olmak için efor harcayan bir takım insanlar topluluğunun mevcut oluşudur. Mankenlerde bunu çok net görürüz: Dış görüntüyle ilgili belli bir zayıflık veya güzellik ön planda, maketler gibi aynı. Peki mankenleri bu ölçülerde dünya çapında herkese tanıtmaya çalışanlar kimler?? Onların insanlık karneleri (ruh alemleri) ne durumda peki? Ruhen sağlıklılar mı veya ne durumdalar insan olarak edep ahlakı yapı açısından? Onlara güvenebilir miyiz?

Yine bir örnek: Bir Hekim gayet başarılı bir Hekim olabilir kendi çapında, ama insani boyutu nasıldır bu Hekimin? Onun ruh halleri güvenilir mi? Ben burada birileri tarafından verilmiş bir eğitim diplomasından bahsetmiyorum, bunu geçtim. Sorum şu `bu Hekim ruhen gerçekten ne kadar sağlıklı?‘ ,sonuçta benim hayatımla ilgili fikirler yürütecek benim hakkımda benimle ilgili bir teşhis koyduğunda.

Artık su götürmez bir gerçektir ki, bir insanın diğer bir insana karşı onun hakkındaki yürütmüş ve öne sürmüş olduğu fikirleri telaffuz ettiği andan itibaren, hele hele bu fikirler bir de negatif içerikliyseler, onları duymuş olan kişinin o an bir travmaya dahi kilitlenebilir olmuş olması, hemde yaşı kaç olursa olsun!! İnsanlar kendilerine karşı sarf edilmiş olan negatif kaynaklı sözlerden ruhen zede alabilir ve hastalanabilirler bu hassasiyette yaratılmışlardır çünkü. Bu yüzden de zaten herhangi bir kişi başka birisinin hakkında bir fikir yürüttüğünde o fikir üreten kişinin evvela ruh alemi nasıl buna bakmalı. Ağzından çıkanlara ne derece güvenilir buna bakılmalı?

Bence edep/ahlak/nezaket/davranışlarda zarafet/pozitif kelime kullanımı ve ölçekleri icat edilmeli dahası bunların kök bir eğitim olarak insanlara okulda dersleri verilmelidir. Öyle içi başka dışı başka şizofrenik eğitimleri kast etmiyorum ben! Kendini insan diye addeden herkes içi dışı bir olma/yaşam dersleri almalı ki yalan denen dev mekanizmaya bir iğne batsın ki o balon gibi şişmiş olan havası insin.

Nasibinde varsa alırsın karıncadan bile ders. Nasibinde yoksa bütün cihan önüne serilse sana ters.

Şemsi Tebrizi

10.11.22/11.04.2023

Elmas