Bağımlılık demek, hayatımızda herhangi bir şeyden asla vazgeçemediğimizin duygusu/algısı/düşüncesi ya da var sayımıdır ve eylemlerimize de yansımış halidir bu hal. Esasen bağımlılık durumunun altında yatan derin psikolojik sebeplerden biriside korkudur. Herhangi bir şeyden korkmak. Bu korku denen mekanizması değil mi ki bizi herşeye ama herşeye kilitleyen ve travmatize eden illüzyon. Oysaki içimizdeki o korktuğumuz her neyse onun tersi de oluşabilir hayatımızda!, ama yok illa en kötüsünü/felaketlesini zihnimizde yaratıp durmak zorundayız. Ah şu korku!! Beni Allah’tan dahi ayrı düşürme gücüne sahip olan sanrı…
Herhangi bir şeyden korkmak:
Kaybetmekten,
toplumda ezilmekten kötü bir duruma düşürülmekten,
yalnız kalmaktan,
parasız pulsuz sokaklara düşmekten,
kimse tarafından sevilmemekten,
yaşanan toplumunun içerisinden dışlanılmaktan,
birileri tarafından anlaşılmamış olmaktan,
araba kazası yapmaktan,
toplumda çok tutulan bir mesleğin sahibi olamamaktan,
hakikatleri söylemekten,
zalim kanunlara karşı bizzat isyan edip onları ezip geçememekten,
kendine güvensizlikten…
Listeyi kendi içindekilere göre devam et ve tamamla lütfen 😁
Korku mekanizmasıdır beni temelinde içten içe karşı çıktığım olaylara görünmez bir iple bağlayıp ve bağımlı tutandır. Bu durumda içten çok arzu ettiğimiz, ama bir türlü oluşmayan/oluşamayan o herhangi birşey efendi ve bizde onun artık kölesi olmuşuzdur. Bunun haricinde tabii ki bir de narsistlerdeki vücut bulmuş efendi köle ilişkisine rastlamak mümkün.
Narsistik yapının bizi köle haline getirme mekanizmalarından bir kaçı ve o bizden işte bunları sızdırmaya/çalmaya efor harcar ömrübillah
kendisi kabullenmekten korktuğu hatalarını bize yansıtarak onları bizim sırtımıza yükler,
onda duygularına tercüman olma yeteneği tamamen eksik olduğundan dolayı onun duygularını anlamamızı ve ona göre ona karşı davranmamızı bize dayatır,
onun aşırı tembelliği ve dev sorumsuzluğu yüzünden, onun yapmadığı işleri bizim yapmamızı bekler,
havasına giremediği anababa/arkadaş/kardeş/akraba rol modelliğini bizim üstümüze atar ve bu rolleri oynamamızı bize dayatır,
bizler sadece ve sadece onun hizmetini ve keyfiyetini hoş tutmak için yaratıldık diye düşünür ve ona göre hareket eder ve bize öyle davranır,
ola ki bizi kıskanıpta rakip bellediyse o halde bizi toplumun bizzat gözü önünde aşağılayarak gözden düşürmeye çalışır ki kendi o toplumun gözünde bir numara ola,
eğer sürekli herşeye ağlayan tip narsistlerden ise (gizli/kapalı/kapaklı narsist) o halde o envaiçeşit dramalar bizzat yaratarak kendi arzusuna ulaşma ayağına yatar habire,
bizi manipülasyon ederek, bizden istediğini elde etmeye gayretler eder döker,
genelde – dünyaca – şirketlerin en baş yönetimlerinde bulunmak ister ve bulunur ve oralara da kimseleri ayak bastırtmaz,
kendisini herkesten akıllı, zeki, dahi ve bir de vazgeçilmez olarak görür,
paraya pula, yata kata tapar ve dahi paranın gücüyle insan olunabileceği kanısındadır,
genelde ateisttir, kafirdir, münafıktır veya dinsiz tayfasındandır,
sırf kendi isteklerini bize mutlaka yaptırtmak için kapı kapı gezer ve bizi bazı kişilerin gözünde pul gibi harcatır,
toplumda onunla beraberken oracıkta bize şaka ile karaşık bizi rencide edecek sözler söyler,
sinsidir, fitnedir, nifakçıdır, çok şüphecidir, iki yüzlüdür, çok arsız ve pişkindir, sürekli laf sokan bir yapısı vardır, daima öfkelidir,
sürekli ve sürekli yalan söyler, hakikatten bahsettiği vakit de sırf kendi egosunu devam şişirmek için bahseder,
ve kendisiyle tamamen çelişkiye düşmüş bir yapıya sahiptir,
kendisinden nefret eden ve kendisinin ezikliğinden utanan bir kişidir, sürekli çok evhamlı ve çok gergindir ama dışarıya karşı kendisini hep rahatmış gibi gösterir…
Birer birer korkularımızın esiri olmayı bırakmayı başarabildiğimiz andan itibaren hemen ama hemen narsist yapının kölesi olmaktan kurtuluruz. Zira narsist bizdeki korkuları bildiği için oralardan girer hep kanımıza.
25.09.22