39. Narsizmin getirisi olan tüm yan etkilerin hepsi topluma tamamen aykırı olmuş olsalarda toplum tarafından tamamen kabul görmüş olarak narsist kişi tarafından doya doya yaşanırlar…
39. Narsizmin getirisi olan tüm yan etkilerin hepsi topluma tamamen aykırı olmuş olsalarda toplum tarafından tamamen kabul görmüş olarak narsist kişi tarafından doya doya yaşanırlar…

39. Narsizmin getirisi olan tüm yan etkilerin hepsi topluma tamamen aykırı olmuş olsalarda toplum tarafından tamamen kabul görmüş olarak narsist kişi tarafından doya doya yaşanırlar…

Narsizmin getirisi olan tüm yan etkilerin hepsi topluma tamamen aykırı olmuş olsalarda toplum tarafından tamamen kabul görmüş olarak narsist kişi tarafından doya doya yaşanırlar…

İşte toplum tarafından tamamen benimsenmiş olarak ortaya işlenen insan hakları suçları ve tabii ki narsist sistemin ”renkli” semptom cümbüşü:

Öncelikle desteklenen/arkası habire birileri tarafından korunan/kollanan her şeyin ayakta devam kalacağına inananlardanım ben. Narsist yapıda sayısızca semptom hakimdir ama 3 – 5 tanesi vardır ki, bunlar tüm narsistik yapıda ön planda rol alırlar daima: a) habire başkasına projekte etmiş ve yüklemiş olduğu derin ve dev öfkesi, b) kendi başına gelen olayları başkasına yıkarak insanlardan intikam alma anlayışı (hep başkasında suç durumu), c) kıskançlığı, büyüklenmesi ve kibiri, ç) hırsı, d) bir şeyleri kaybetme korkusu ve dolayısıyla habire gergin oluşu ve de bundan dolayı sürekli birilerini provoke ederek onlara çatması (kavgacı sendromu)

e) Ne yaratıklar gördüm ben, koruduğu şeylerin yanlış ve hemde azılı suç olduğunu bile bile o azgınlığı devam koruyup kolladığını: Sürekli düşman tarafında saf tutanlar.

f) Narsist yapı sohbet ederken sözümüzü keser, konuşulan lafın arasına konuştuğumuz konuyla alakası olmayan bir laf karıştırır ve lafımızı değiştirmiş olarakta o ağzımızdan çıkacak olan kendisiyle alakalı olan gerçek sözleri sırf duymamamak için bizi susturmayı başarır.

g) Başkalarına Tanrı tarafından bahşedilmiş olan bir hediyeyi kıskandığından dolayı o işe karşı tavır alır ve o kıskanılan obje veya güzel bir ahlak yapısı için karşı tarafı rakip belleyerek rekabete kapılarak amansızca o hediyenin sahibiyle yarışır. Bu yarışmayı çok gizlice yapar: kıskanılan her neyse onu bizzat kötü durumlara çeker durur habire ya da onu sürekli bir tuzağa düşürmeye çalışır.

ğ) Durup dururken (kafaya taktığı) birilerini önce provoke eder ve bu sayede o anda da bir sataşma/kavga çıkarma ortamını yaratmış olur ve sonrada o ortamı hep gergin tutmaya gayret eder, günlerce hatta haftalarca. Bu sayede de zaten ortalığı da onun kendi keyfiyetinin yerine gelmesi için kontrol altında tutmuş olur: Herkes onun ruh hali nasılsa ona göre hal hareket ve tavır alma zorunda bırakılır. Amacı ise milleti gergin tutarak onları korku içinde gerim gerim germek ve kendi hastalıklı hallerini millete kabul ettirmiş olarak içindeki umman şeytan huyları yaşatmak.

h) Gece gündüz ve yıllarca uyguladığı o kontrol sapıklığı bir diğer semptomudur: Bu aynı zamanda da karşı tarafa yapılmış bir taciz türüdür çünkü karşı tarafı sürekli bir göz hapsine alarak ve o kişinin de ne kadar da güçsüz kendisininde ne kadar güçlü birisini oluğunu vurgulama derdindedir. Bir de Allah’ın tahtına oturmaya çalışma deliliğidir bu olay: Çünkü ancak ve ancak kontrol Allah’ın tekelindedir. Alemleri o yaratmıştır ve ancak o kontrol eder.

Bu konu ile birkaç örnek vermek istiyorum burada: Kapı arkalarından gizlice başkalarını sürekli – gece gündüz – takip edenler; cam/pencere/perde arkasından milleti keşifleyenler; telefonla birisini arayıp ona saçma sapan şeylerden bahsederek o kişiyi devam dikizleme durumları; kahvehanelere oturup oradan gelen geçeni seyrederek o kişileri başkalarına kötülemek ve aşağıya çekmek; dünyaca tüm sosyal medya platformlarının altında da yatar bu sinsi kahrolası mekanizma: birilerini habire kontrol altında tutmak ve başkalarının da başkalarının hayatını kontrol etmesini sağlamak. Düşman bellediği kşinin hayatına kendi adamlarını yerleştirir ve onların üzerinden düşmanından haberleri alır. Kontrol eden sapık kontrolüyle bize şu mesajı vermeye çalışır: Seni sürekli kontrol altında tutarak seni gergin ve korku içerisinde bırkacağım ki sen hatadan hataya sürüklenesin bende buna zevkleneyim diye: Yani narsist yapı kurbanı ürküterek onun hata yapmasını sağlar ki kendisinin ne kadar da akıllı, iyi ve saf bir kimse olduğunu kendi gözünde kendisine ispat edebilsin.

i) Sürekli ama sürekli dramatiksel bir olay yaratır: ”Ben şu acıları yaşadım da ondan bu şekilde oldu da o yüzden de işte böyleyim de” falan filan: Drama/trajedi yaratır ki hep gözler onun üzerinde olsun ister: Çoçukken hiç bir zaman ilgi görememiştir narsist yapı anababa tarafından. Ve hep birilerinden durmadan bir ilgi bekler haldedir. Ve bu ilgiyi üzerine çekebilmek için de elinden geleni hiç çekinmeden uygular.

ı) Narsist sürekli birilerine karşı hep bir rekabet halindedir bunun ölçüsünü de şöyle belirlemiştir kendi kafasına göre: Bende olmayan bir şey o bir başkasında neden mevcut??! O bir şey o kişiye verildi de bana hangi sebepten dolayı verilmedi??! Ben o bir şeye mutlaka ama mutlaka bir yolla sahip olmalıyım!

j) En iyi ve lüks ev onundur, en güzel araba sadece onda olmalı. En güzel hanımlar ona aittir onun objesi olmalıdırlar. Narsist öyle bir aptal ki kendi yüz/vücut/ruh çirkinliğine bakmaz da en güzel şeylerin sadece ona ait olmasını ister. En kıdemli mesleklere sahiptir narsist: Özellikle meslek edinir ki o içindeki şeytanlığı o kılıflarla örtebilsin ki kimse onun narsistik/psikopat birisi olduğunu anlamasın diye. En iyi laf cambazlığına o sahiptir, öyle bir konuşur ki sen zannedersin ki o çok çok akıllı birisi. Oysaki o hastalık damgası yemekten çok korkar. O toplum tarafından itibar görememekten de çok korkar. O aslında öyle bir korkak öyle bir korkak ve paranoyaktır ki ve de onun korkuları tetiklendiği zaman o öyle bir hale gelir ki her haltı yiyebilir. Esasen onun korkuları dışa vurunca onun asıl hastalıklı ruh hallerini/vücut hareketlerini yani onun narsizmini artık gözlerinle görmeye başlarsın.

k) O ömrü boyu hep birilerine en büyük darbeleri atar ve zararları verir ama kendisine asla bir darbe atılmasına müsade etmez. O tam bir empati/duygudaşlık yoksunudur: Ruhu sağlıklı olan bir kişi gibi düşünemez o çünkü onun beyninin bazı bölmelerinde iltihaplanma oluşmuştur, dolayısıyla onun bir şeyi algılama şekli ve onun düşünce akımı/biçimi iltihaplı ve hastalıklıdır. Bu iltihap sonsuz bir hastalıktır: Onun beyni – Allah’ın dileği dışında – hep hastalıklı bir akışa sahiptir. Esasen onun sözüne asla ehemmiyet verilmemelidir ve onun dediği hiç bir şeye uyulmamalıdır, o hayattan tamamen dışlanmalıdır tamamen. Çünkü onun aklı fikri hep ama hep bozgunculuk, nifak, fitne, paraya tapma ve taptırma vs. meşguldür. Emin ol ki, nerede yalan, dolan, adaletsizlik, iki yüzlülük ve iğrençliğin her türlüsü mevcutsa narsist de oranın baş ‘kraliçesi/kralıdır’.

l) O sürekli birilerini hemde o kişinin bulunduğu ortamlarda bizzat kötüler ki kendisi iyi birisi olarak herkesler tarafından algılanabile: O birini ezerek kendisi yükselmeye çalışır. Çünkü o, kendi anlayışında bir umman dahi ve sonsuz bir güzelliğe sahip birisi gibi görür kendini. Ama temelinde o burnunun ucunu dahi göremez. Onun herşeyi ama herşeyi şovdur ve bu da karşı tarafı manipüle etme tekniğidir. Çünkü birisini ne kadar orantıda manipüle etmeyi başarırsa, o kişinin ruhundaki güzellikleri de o denli emerek o bomboş olan içine çekebilir: Narsist işte bu sayede ayakta duruyordur belki de.

Çünkü o karanlığın yolcusu olduğu için onda ruh enerjisi eksikliği mevcut: Işık yok onda içi kapkaranlıktır. O Allah’ı inkar ettiği içinde enerjisiz bırakılmıştır. O da enerjisini – kimlerin ömrünü tüketebiliyorsa/kimlere dokunabiliyorsa/manipüle edebiliyorsa oradan çeker enerjileri kendi karanlığına. Narsistle olan sohbetinden sonra sen kendini hem çok kötü hemde kronik bir yorgunluk içerisinde hissedersin: Çünkü o aç narsist seni acıtarak/kötüleyerek senin içinden enerjini emmeyi başarmıştır: O ne kadar çok enerjini senden çalabilirse sana o kadar da çok kendi iç pisliğinden aktarır: Sen başlarsın artık öyle hisler hissetmeye ki zannedersin ki o umman kötülükler sana ait. Oysaki bu narsistin senin üzerindeki egemenliğinin bir göstergesidir: O senden güzellikleri çekerek sana kendi iç şeytanlığını yüklemeyi başarmıştır.

Şimdilik bu yazıya son veriyorum burada, elbette daha ben narsistin iç alemini tam anlatmadım. Bu konu çok dallı budaklı olduğu içinde çok serili bir yazım gelişti, diğer 38 bölümde narsist üzerine olan derin incelemelerimi de okuyabilirsin.

Karanlıkları aydınlatmak istiyorsan oraya mutlaka ışık tutma cesaretini göstermelisin.

06.08.22

Elmas